Son günlerde gündemi sarsan bir olay, Uzaklaştırma kararına rağmen sokağın ortasında yaşanan bir silahlı çatışma ile yeniden dikkatleri üzerine çekti. Kadın sığınma evinden çıkan bir kişi, eski eşiyle karşılaşınca olayların büyümesine neden oldu. Duygusal bir çatışmanın ötesinde, iki aile arasında yaşanan bu gerginlik sokak ortasında kanlı bir çatışmaya dönüştü. Olayın merkezinde, sığınma evi iken bulduğu güvenin ardından yeniden rahatsızlık yaşayan bir kadın ve onu korumaya çalışan ailesi yer alıyor. Bu tür olaylar, sadece bireylerin değil, çevredeki birçok insanın hayatını da tehlikeye atıyor. Ülkemizde kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınan tedbirler, ne yazık ki bazı durumlarda yetersiz kalıyor.
Olay, yaşanan tüm şiddet ortamının bilincinde olan tanıkların ifadeleri doğrultusunda değerlendirildiğinde, şiddetin kadınlar üzerindeki etkilerini yeniden gündeme getiriyor. Sokak ortasında gerçekleşen silahlı saldırıda yaralanan kişi, hemen yakın bir hastaneye kaldırıldı. Tanıkların ifadelerine göre, uzaklaştırma kararının sonuçsuz kalması ile birlikte, katil zanlısı eski eşin durumu tırmandırdığı belirtildi. Birçok mahalle sakini, olayın hemen öncesinde yaşanan tartışmayı duyduklarını ancak polise haber vermek için zaman bulamadıklarını dile getirdi. Yine bir başka tanık ise, 'Sürekli bu tür gürültüler oluyordu ama bu kadar büyük bir kargaşa yaşanacağını beklemiyordum' ifadelerini kullandı. Sessiz sakin bir mahallede yaşanan bu tür durumlar, yerel halkın güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor.
Bu olay, kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkili ve kapsamlı adımlar atılması gerektiğinin altını çizmektedir. Uzmanlar, yalnızca uzaklaştırma kararı gibi hukuki tedbirlerin yeterli olmadığını, toplum içerisinde eğitime ve farkındalık oluşturmaya yönelik projelerin de ihmal edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Kadınların sığınma evlerinden geri döndüklerinde güvenli bir yaşam ortamı bulabilmeleri için daha geniş kapsamlı destek hizmetleri sağlanmalıdır. Bu olaydan sonra, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışarak, kadınların şiddetten korunması için daha fazla çaba harcaması gerektiği herkesin üzerinde durduğu bir konu. Tabii ki, bunun yanı sıra, yasaların da daha etkin bir şekilde uygulanması önemlidir. Kanunlarda yaşanan eksikliklerin giderilmesi, mağdurların koruma altına alınması ve ceza süreçlerinin hızlandırılması, yaşanan benzer olayların önlenmesi adına kritik taşlar olacaktır.
Sonuç olarak, Uzaklaştırma kararlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seren bu olay, toplumumuzu derin bir yaraya mahkum etmekte. Sadece birey olarak değil, toplumsal bir sorun olarak ele alınması gereken bu meselede, tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, sokaklarda daha çok kurşun sesi, daha çok yaralı hayat göreceğiz.