Bu yıl tarımsal alanda yaşanan don olayı, hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkiledi. Özellikle geç bahar döneminde meydana gelen bu beklenmedik hava durumu, birçok meyve ve sebze türünün rekoltesini ciddi şekilde düşürdü. Alınan verilere göre donun vurduğu alanlarda, hasat miktarında %30'a varan bir azalma yaşandı. Bu da doğal olarak, ürünlerin fiyatlarının fırlamasına neden oldu. Şu anda tezgahlarda yer alan bazı tarım ürünleri, 450 TL’ye kadar yükselmiş durumda. Bu durum hem üreticilerin hem de tüketicilerin karşılaştığı zorlukları artırmakta.
Don, tarım ürünlerinde en büyük tehditlerden biri olarak kabul ediliyor. Özellikle meyve ağaçlarının çiçek açmasıyla birlikte yüzeye çıkan don, henüz olgunlaşmamış meyvelerin ve sebzelerin zarar görmesine yol açıyor. Geçtiğimiz hafta meydana gelen don olayları, özellikle narenciye, zeytin ve sebze türlerinde büyük kayıplara yol açtı. Tarım Bakanlığı'nın yaptığı açıklamalara göre, bu don olayları nedeniyle Türkiye çapında yaklaşık 500 bin ton ürün kaybı yaşandı. Bu kaybın büyük bir bölümünün de büyük şehirlerdeki pazarları olumsuz etkilediği belirtildi. Tarım sektörü, iklim değişikliği ve olumsuz hava koşullarına karşı daha dayanıklı hale gelmek için çeşitli önlemler alması gerektiğinin altını çiziyor.
Artan fiyatlar karşısında tüketicilerin alım gücü zorlaşırken, özellikle dar gelirlilerin gıda harcamaları büyük bir yük haline gelmeye başladı. 450 TL'ye kadar yükselen fiyatlar sonucunda, birçok aile taze meyve ve sebzeleri alırken ikinci kez düşünmek zorunda kalıyor. Uzmanlar, bu durumu aşmak için alternatif ve yerel ürünlere yönelmenin önemine dikkat çekiyor. Yerel pazarlardan alınacak alternatif ürünler, hem cepleri korumakta hem de taze gıda ihtiyacını karşılamakta yardımcı olabilir.
Ayrıca, tüketicilerin yapması gereken bir diğer önemli adım, gıda israfını en aza indirgemek. Alım gücünün düştüğü bu dönemde, ihtiyaç duyulmayan ürünlerden kaçınılarak bütçe yönetimi yapılması gerekiyor. Bu bağlamda, mevsiminde yetişen ve yerel olarak üretilen sebzeler tercih edilmelidir. Örneğin, kış aylarında kış sebzelerinin, yaz aylarında ise yaz meyvelerinin tüketilmesi, hem kayıpları önleyecek hem de aile ekonomisine katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, don olayları gibi iklimsel etmenler, tarımımızı ve dolayısıyla ekonomik dengemizi derinden etkiliyor. Bu nedenle, hem üreticiler hem de tüketiciler olarak daha dikkatli ve bilinçli adımlar atmak zorundayız. Rekoltedeki düşüşlerin yanı sıra, yüksek fiyatların da ekonomiye olan olumsuz etkileri göz önünde bulundurulduğunda, bu tür olayların alevlenmesine sebep olmamak adına önlem alınmalı ve dikkatli olunmalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın destekleri ve çiftçilerin dayanışması ile bu gibi zor dönemlerin atlatılması hedefleniyor. Yine de, tüketiciler olarak taze gıda alırken daha dikkatli olmalı ve fiyat artışlarına karşı hazırlıklı olmalıyız. Bu süreçte, daha fazlasını ve daha iyisini elde etmeye çalışmalıyız.