Son dönemin en dehşet verici suçlarından birine imza atan caninin aldığı ceza, kamuoyunda büyük bir infial yarattı. Erva'nın trajik ölümü, sadece bir cinayet vakasından öte, toplumdaki adalet anlayışını sorgulatan bir olay olarak öne çıkıyor. Bu durum, medyada geniş yer bulurken, benzer cinayetlerdeki ceza oranları üzerine ciddi tartışmalar başlattı. Gündemden düşmeyen bu suç, genç kızın ailesini ve toplumun her kesimini yasa boğarken, aynı zamanda adalet sisteminin işleyişi üzerinde de bambaşka bir sorgulamaya neden oldu.
Erva, hayatının baharında hayalindeki kariyeri peşinden koşarken, bir sapığın hedefi olmuş ve acımasızca katledilmiştir. Olayın detayları, dinleyeni dehşete düşürecek kadar vahşice. Katil, cinayetten sonra cesedi parçalayarak skandal bir şekilde yok etmeye çalışmıştı. Bu korkunç suçun işlenmesi sonrası, soruşturma hızla başlamış ve katil kısa sürede yakalanarak adalete teslim edilmiştir. Alanya Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen dava süreci, halkın gözleri önünde gerçekleşmiştir. Mahkeme, sanığın ruhsal durumunu da göz önünde bulundurarak bir ceza kararı vermiştir. Ancak alınan karar, birçok kişi ve kuruluş tarafından yeterli bulunmamaktadır.
Erva'nın ailesi ve yakınları, mahkeme kararına itirazda bulunarak daha ağır bir ceza talep etmişlerdir. Birçok hukukçu da, benzer cinayetler için uygulanan cezaların yetersizliğine dikkat çekmekte ve adaletin sağlanması adına daha güçlü yasaların gerekliliğini vurgulamaktadır. Özellikle kadın cinayetleri ve cinsel saldırılar karşısında toplumun gösterdiği duyarlılık, Erva'nın davasıyla yeniden gündeme gelmiştir. Sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyalar, cinayetlerin durdurulması ve faillerin en ağır şekilde cezalandırılması için geniş bir destek görmektedir. Erva'nın ismi, adalet için yapılan yürüyüşlerde haykırılmaktadır ve bu durum, toplumda birbirine kenetlenen bir dayanışma ruhu yaratmaktadır.
Diğer yandan, olayın ardından sosyal medya üzerinde başlatılan #ErvaIçinAdalet etiketi, birçok kişi tarafından paylaşılmış ve ulusal bir hareket haline gelmiştir. Kadın cinayetlerine karşı verilen bu toplumsal tepki, benzer olayların bir daha yaşanmaması için eğitimin ve toplumsal duyarlılığın ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Erva’nın davası, sadece bir mahkeme süreci değil, aynı zamanda kadınların güvenliği ve hakları için verilen bir mücadeleye dönüşmüştür.
Sonuç olarak, Erva’nın katledilmesi, toplumu sarsmış ve adaletin ne denli ağır işlediğini bir kez daha göstermiştir. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması sadece yasaların değil, toplumun tüm dinamiklerinin bir araya gelerek oluşturacağı bilincin elzem olduğunu ortaya koymaktadır. Adalet arayışı devam ederken, Erva'nın anısının yaşatılması ve sesinin duyurulması, bizler için bir sorumluluk olarak devam edecektir.