Depremler, fiziksel hasarın yanı sıra, insanların ruhsal sağlığı üzerinde derin izler bırakabilen doğal afetlerdir. Yaşanan her sarsıntı, vatandaşların kaygı seviyelerini artırmakta, ruhsal bozukluklara yol açabilmektedir. Psikolog Dr. Ayşe Yılmaz, depremler sonrası insanların ruh sağlıklarını korumalarına yönelik 7 pratik öneri sunuyor. Bu öneriler, hem depremin yarattığı travmanın etkilerini azaltmada hem de günlük yaşamda daha sağlıklı bir psikolojik denge kurmaya yardımcı olabilir.
Deprem gibi büyük bir felaketten sonra duygusal dalgalanmalar yaşamak son derece doğal bir durumdur. Korku, kaygı, üzüntü veya öfke hissetmek, yaşanan travmanın bir parçasıdır. Bu duyguları bastırmak yerine, onları tanımak ve kabul etmek önemlidir. Kendinize karşı nazik olun ve yaşadığınız duyguların geçici olduğunu unutmayın.
İnsan sosyal bir varlık olduğundan, zor zamanlarda sevdiklerimizle bir araya gelmek, ruhsal iyilik halimizi artırır. Arkadaşlarınızla veya ailenizle vakit geçirmek, duygularınızı paylaşmak, yaşadığınız zorlukları biraz daha hafifletebilir. Destek sunan bir arkadaş ortamı oluşturmak, ruh sağlığınız için kritik öneme sahiptir.
Deprem sonrası yaşanan yalnızlık hissi, kaygıyı artırabilir. Bu nedenle, destek gruplarına katılmak veya terapistlerle görüşmek de faydalı olabilir. Uzmanlarla yapılan bireysel ya da grup terapileri, deneyimlerinizi paylaşabileceğiniz güvenli bir alan sunar.
Fiziksel aktivitenin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Egzersiz yapmak, endorfin salgılar ve ruh halinizi iyileştirir. Günlük yürüyüşler, koşu veya yoga gibi aktiviteler, stres seviyenizi azaltırken, mental sağlığınızı da destekler.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için düzenli olarak fiziksel aktivite yapmanın yanı sıra, açık havada geçirilen zaman, doğayla olan bağınızı kuvvetlendirir. Kendinize bir yürüyüş rutini oluşturun veya spor salonuna katılın; bu hem bedeninizi hem de ruhunuzu güçlendirecektir.
Mindfulness (an’da kalmak) teknikleri ve nefes egzersizleri, stresle başa çıkmak için mükemmel yöntemlerdir. Meditasyon, zihinsel sakinlik sağlayarak, kaygı seviyenizi düşürebilir. Günde sadece birkaç dakikanızı ayırarak meditasyon yapmak, düşüncelerinizi toplamanıza ve zihinsel berraklık kazanmanıza yardımcı olur.
Pek çok insan için, derin nefes almak, anksiyete ile başa çıkmanın en etkili yollarından biridir. 5-5-5 tekniği ile derin nefes alıp vermek, bu tür anksiyete belirtilerini azaltmanıza yardımcı olabilir. Bu, evde, ofiste veya dışarıda her yerde uygulanabilecek kolay bir tekniktir.
Duygularınızı yazmak, onları işlemek ve anlamak için harika bir yoldur. Günlük tutmak, sizi düşüncelerinize karşı daha bilinçli hale getirir ve stres faktörlerini tanımanıza yardımcı olabilir. Bu süreçte kendinize karşı dürüst olun ve hislerinizi olduğu gibi yazın.
Ayrıca, yazılı bir ifade, zihninizdeki karmaşayı azaltarak ruhunuzda bir temizlik yapmanıza olanak tanır. Olumlu şeylere odaklanmak için minnettarlık listeleri oluşturmak da ruh halinizi güçlendirebilir.
Ruh sağlığımız doğrudan fiziksel sağlığımızla bağlantılıdır. Dengeli bir diyet, bedenin ihtiyaç duyduğu besinleri sağlarken, zihinsel sağlığımızı da destekler. Yeterli miktarda sebze, meyve, tam tahıllar ve omega-3 yağ asitleri içeren besinler, zihinsel dengeyi artırır.
Ruh hali üzerinde olumlu etkisi olan bazı gıdalar; yağlı balıklar, ceviz, chia tohumu ve yeşil yapraklı sebzelerdir. Bunun yanı sıra, su içmeyi unutmamak da önemlidir. Yeterli sıvı alımı, beynin ve vücudun işlevselliği için kritik öneme sahiptir.
Eğer yaşadığınız stres, kaygı ya da ruhsal sıkıntılar günlük yaşamınızı etkiliyorsa, profesyonel yardım almak önemlidir. Psikolojik destek, yaşanan duygusal yüklerin hafiflemesine ve baş etme mekanizmalarını güçlendirmeye yardımcı olabilir. Unutmayın, profesyonel bir terapistin desteği, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak önemli bir adımdır.
Sonuç olarak, depremler gibi büyük travmalar, ruh sağlığımızda derin etkiler bırakabilir. Ancak, doğru yöntemler ve destekleyici adımlarla bu duruma karşı durmak mümkün. Kişisel bakımınızı ihmal etmeyin ve gerektiğinde uzman desteği almaktan çekinmeyin. Unutmayın, ruh sağlığı her zaman öncelikli olmalıdır.